*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

10 Şubat 2014 Pazartesi

'yırtılan ipek sesiyle' ; " değişmez ayrılık yazgısı / an gelince ayrılırsın..."




       Aşağıdaki muhteşem şarkıyı   

“çoksatançokdinlenipçokçokpazarlanan”
         
yerlerde göremezsiniz...

Televizyonların klip saatlerinde dönmez böyle  hakiki şarkılar...

“Yırtılan ipek sesiyle...”   bir inip bir çıkan Leyla Çolakoğlu imzalı muhteşem nefesler pek   -yoksa hiç mi ? -  duyulmaz televizyonlarda, radyolarda...

Hayatın en temel duyguları ve gerçekleri  kırk kapının arkasına saklanır 21. yüzyıl günlerinde...

Oysa insan hayat karşısında , ne kadar varsa o kadar da yoktur...
Yokluğu anlamanın yolu da var olana bakmaktan geçer...

Elimde yine birkaç kitap var iki gündür...

Tezer Özlü’nün de şu unutulmaz cümleleri var zihnimde...

“ Kanımca yazı yazmak coşku, hafif melankoli, taşkınlık  gibi psikolojik bir semptomdur. İnsan yazarlık hastalığını –az da yazsa- sürekli olarak içinde taşır..”
  
         Bir de bıçak gibi bir başka cümlesi var zihnimde Tezer Özlü’nün ;

         “Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum...”

         Hepimiz belki de öyle yapmaya çalışıyoruz...
        
Bu bitmeyecek hesaplaşmayı kimileri kıra döke yapıyor ömrü boyunca, kimileri de her şart ve ahvalde önce insanı  anlamaya çalışarak yapmanın yollarını arıyor...

     ergir.com‘a  girerseniz , Yalçın Ergir’in kaleminden insana dair çok şeyi bulabilirsiniz...

         Yalçın Ergir iflah olmaz bir iyimserdir...
         Ama içi boş bir iyimserlik değildir bu...
          
     Tek tek gerekçelendirilen , an an  emek verilen , ilmek ilmek dokunan bir iyimserliktir bu ,  içinde en sahih  realizmi / gerçekçiliği de barındıran biçimde....


Aşağıdaki muhteşem şarkıyı   

“çoksatançokdinlenipçokçokpazarlanan”
         
yerlerde göremezsiniz....

Şu sözleri / güfteyi defalarca okurken,  tavsiyemiz odur ki yırtılan ipek sesi de defalarca dinleyin....

Belki de  en çok   'hayatın yaşanan yüzü'  lazımdır hepimize...
Belki de insana ve hayata dair gerçeklerle yüzleşmek lazımdır hepimize...
Kimbilir ....
        


“ değişmez ayrılık yazgısı
an gelince ayrılırsın

hüngür hüngür ağlasan da
ayrılırsın -- ayrılırsın

bazen bir çift yaşlı gözden
hep öptüğün yaşlı elden

yıllarca kurulmuş düşten
an gelince ayrılırsın

okuldan, işten, semtinden
bildiğin o tek şehirden

gerekince memleketten
ayrılırsın -- ayrılırsın

yeni bir hayat kurarsın
o olmadan da yaşarsın

hep alışırım sanırsın
aldanırsın - aldanırsın


büyümeden gençliğinden
yürümeden gelecekten

gümbür gümbür yüreğinden
ayrılırsın -- ayrılırsın

bir kediden, bir çiçekten
cüzdanındaki resimden

an gelince ta kendinden
ayrılırsın -- ayrılırsın

değişmez ayrılık yazgısı
an gelince ayrılırsın

hüngür hüngür ağlasan da
ayrılırsın -- ayrılırsın...”        
-         yalçın ergir...-


( murat örem / 10 şubat 2014 / ankara...)  

         - meraklısı için not ; siyah beyaz  fotoğraf / güfte ve beste / yalçın ergir ....- 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder